Psikiyatri Kliniği
Psikiyatri; zihinsel, duygusal ve davranışsal bozuklukların tanısı, tedavisi ve önlenmesine odaklanan tıp dalıdır.
Psikiyatr (daha yaygın kullanımıyla psikiyatrist); Ruh sağlığı ve hastalıkları konusunda uzmanlaşmış tıp doktorudur. Psikiyatrlar, psikolojik sorunların hem zihinsel hem de
fiziksel yönlerini değerlendirme ve bunların tedavisi konusunda yetkindirler. Psikiyatri hekimleri, psikologlar, sosyal çalışmacılar ve psikiyatri hemşirelerinden oluşan
bir ekip içinde çalışırlar. Ankara Etlik Şehir Hastanesi içindeki kliniğimizde de hizmetler bu ekip anlayışı içerisinde yürütülür.
* Hastanemize acil psikiyatrik durumla başvuran hastaların muayenesi ve tedavi düzenlenmesi için hastanemiz Erişkin Acil Servisi’nde 24 saat psikiyatri doktoru bulunmaktadır.
Tüm yukarıda sayılanların yanı sıra kliniğimiz bir eğitim kliniğidir. Uzmanlık sınavında başarılı olup psikiyatri uzmanlık eğitimi almayı hak eden hekimler başta olmak üzere, psikolog ve hemşirelere eğitim ve staj için ev sahipliği yapmaktadır.
Ayrıca kliniğimiz bir eğitim & araştırma hastanesi niteliğinde olan Etlik Şehir Hastanesi’ne bağlı olduğundan birçok araştırma da gönüllülük esası ile yürütülmeye devam etmektedir.
Tanı ve Tedavisi Yapılan Hastalıklar:
Psikiyatri branşının ilgilendiği bazı alanlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
-Şizofreni
-Duygudurum Bozuklukları (Bipolar Bozukluk, Majör Depresyon)
-Anksiyete Bozuklukları (Kaygı Bozukluğu)
-Panik bozukluğu
-Fobiler
-Yaygın anksiyete bozukluğu
-Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı)
-Travma Sonrası Stres Bozukluğu
-Dissosiyatif Bozukluklar
-Somatoform Bozukluklar (Bedensel belirtilerle ilişkili bozukluklar)
-Kişilik Bozuklukları
-Cinsel İşlev Bozuklukları
-Yeme Bozuklukları
-Uyku Bozuklukları
-Demans (Bunama)
-Alkol ve/veya Madde Kullanım Bozuklukları
-Tıbbi Durumla ilişkili Ruhsal Bozukluklar
Hekiminiz, hastanın ihtiyacına bağlı olarak, psikoterapi, farmakoterapi (ilaç tedavisi), EKT (elektrokonvülsif terapi) gibi diğer fiziksel tedaviler, psikososyal
müdahaleler gibi çeşitli tedavi yöntemlerini kullanır.
Klinik hangi hastalıklara bakar:
Genel olarak psikoterapi hastaların davranışlarını veya düşünce kalıplarını değiştirmelerine yardımcı olan, hastaların geçmiş ilişkilerinin ve deneyimlerinin mevcut davranışlar üzerindeki etkisini keşfetmelerine yardımcı olan ve diğer sorunları belirli yollarla çözmeye yardımcı olmak için kullanılır. Hastanın psikoterapiye ihtiyacı olup olmadığı, bu tedavinin ne şekilde yürütüleceği ve ne kadar süreceği psikiyatr liderliğindeki ekip tarafından kararlaştırılır ve hastayla (danışanla) ortak bir kararla uygulanır.
İlaç tedavisine gelince, aslında psikiyatride kullanılan ilaçlar da tıpkı yüksek tansiyon veya şeker hastalığını tedavi etmek için kullanıldığı şekilde kullanılır. Kapsamlı değerlendirmeleri tamamladıktan sonra psikiyatristler ruhsal bozuklukların tedavisine yardımcı olacak ilaçlar yazabilirler. Psikiyatri ilaçları beyindeki kimyasal iletişimi değiştirerek/düzenleyerek ruhsal bozuklukların bazı belirtilerini azaltabilir. Uzun süreli ilaç tedavisi gören hastaların, ilacın etkinliğini ve olası yan etkilerini izlemek için periyodik olarak hekimleri ile görüşmeleri gerekecektir. Psikiyatride kullanılan ilaçlar en az diğer tıp dallarında kullanılanlar kadar güvenli ve etkili ilaçlardır.
PSİKİYATRİ KLİNİĞİ ÖZELLİKLİ BİRİMLERİ
PSİKOTERAPİLER BİRİMİ
Birim Sorumluları: Prof. Dr. Kadir ÖZDEL, Doç. Dr. Yasir ŞAFAK
Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Birimi: Prof. Dr. Kadir ÖZDEL, Doç. Dr. Yasir ŞAFAK, Uzm.Dr. Başak ŞAHİN, Uzm. Dr. Cansu ÇOBAN, Uzm. Dr. Nilüfer HACIOĞLU, Uzm.Dr. Elif Figen EMRAHOĞLU, Uzm. Dr. Özge ŞEN
Kabul ve Kararlılık Terapisi: Doç. Dr. Yasir ŞAFAK, Doç. Dr. İbrahim GÜNDOĞMUŞ
Şema Terapi: Doç. Dr. Ayşe Gökçen GÜNDOĞMUŞ
Destekleyici Psikoterapi: Uzm. Dr. Hatice Ayça KALOĞLU, Uzm. Dr. Tayfun ÖZ, Uzm. Dr. Ezgi ÖZSEREZLİ
Destekleyici psikoterapi ruhsal sorunları olan hastaların çoğunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek psikoterapötik bir yaklaşımdır ve psikodinamik psikoterapi uygulamalarından geliştirilmiştir. Destekleyici psikoterapi günümüzde en yaygın uygulanan bireysel psikoterapi yöntemlerindendir. Destekleyici psikoterapide, oluşan ruhsal bozukluğun yinelemesini önlemek amacıyla hastaya içgörü kazandırmak, hastanın sorunlarıyla baş etmesine ve uyum göstermesine yardımcı olmaktır.
Destekleyici psikoterapi, hastanın çeşitli duygularını ifade etmesine, duygularını düzenlemesine ve iç yaşantılarını daha tutarlı bir şekilde ifade etmesini sağlamaktadır. Bunun yanı sıra kişinin benlik değerini arttırmayı, benliği güçlendirmeyi ve gerçeklik algısını arttırmayı hedeflemektedir.
Destekleyici psikoterapi ile hastanın kendini daha iyi anlaması ve tanıması beklenmektedir. Kişinin kendini tanıması; hayata dair beklentilerini, isteklerini, hedeflerini, doğru ve yanlışlarını görebilmesiyle olmaktadır. Bu sayede kişinin hayata bakışı daha gerçekçi bir zemine oturmaktadır.
Bu terapi modalitesi, belli zaman aralıklarında düzenli terapi görüşmeleriyle yapılmaktadır.
PSİKİYATRİK REHABİLİTASYON BİRİMİ
Ayaktan Rehabilitasyon Birim Sorumlusu: Prof. Dr. Sibel ÖRSEL
Yatan Hasta Rehabilitasyon Sorumluları: Doç. Dr. Yasir ŞAFAK, Doç. Dr. Ayşe Gökçen GÜNDOĞMUŞ
PSİKİYATRİK REHABİLTASYON BİRİMİ (AYAKTAN)
Birim Sorumlusu: Prof Dr Sibel Örsel
Psikiyatride rehabilitasyon çalışmaları, bu alanda toplum psikiyatrisi, sosyal psikiyatri ve toplum temelli uygulamalarla birlikte gelişim gösteren bir uygulama alanıdır. Psikiyatride tedavi edilen ve izlenen hastalarda tedavi yanıtının beklenenden düşük olduğu, işlev kaybı ve tedavi gereksinimleri yoğun olan hasta grubunda ruhsal iyileştirim (rehabilitasyon) çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu alanda yapılan çalışmalarda, bireyin yaşamını bağımsız olarak sürdürebilmesi ve toplumsal katılımın sağlaması hedeflenir. Bu doğrultuda bireysel ve çevresel etkenler ele alınır. Bireysel alanda, kişinin kendi yaşam hedeflerini gerçekleştirebilmesi için işlev kaybı olan duygusal, bilişsel ve sosyal becerilerin geliştirilmesi amaçlanır. Çevresel destek konusunda ise aile görüşme ve danışma, engellilik konusunda sosyal hakların sağlanması için danışmanlık ve bu alandaki kurumsal destekler için işbirliğinin sağlanması çalışmaları yapılır.
Kliniğimiz Psikiyatrik Rehabilitasyon Birimi (Ayaktan)’nde, psikiyatrik rahatsızlığı olan ve hastalığı süreğen duruma gelen hastaların, poliklinik veya yataklı tedavi sonrası, rehabilitasyon alanında ihtiyaç duyulan tedavi için yönlendirmesi sonucu başvuruları alınır. Bu konudaki değerlendirme ve gerekli psikometrik değerlendirme sonunda bireysel tedavi planı hazırlanır ve uygulanır.
Psikiyatrik Rehabilitasyon Birimi (Ayaktan)’nde, bu alanda çalışan psikiyatri hekimi, psikolog ve sosyal hizmet, ergoterapi alanlarında işbirliğinin sağlanarak psikososyal destek sunulması, aile görüşme ve danışma verilmesi, motivasyonel ve kişilerarası ilişkiler alanında bireysel terapi görüşmelerinin yapılması; yeti kaybı saptanan bilişsel ve sosyal alanlarda ise rehabilitasyon çalışmaları hedeflenmektedir.
Eğitim kliniğimizde bu konuda yapılan çalışmaların, hastalarımıza olduğu kadar asistan hekimlerimizin eğitimine katkıda bulunması ve bu alandaki bilimsel çalışmalarımıza yön vermesi hedeflenmektedir.
Birim psikologları: Psk. Nalan BAYAR, Psk. Meriç KIRIKTAŞ, Psk. Cansel DEMİRAL, Psk. Şeyda KÖSEOĞLU, Psk. Onur Köşker, Psk. Pınar YURT
AİLE VE ÇİFT TERAPİSİ BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Süheyla DOĞAN BULUT
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Gülsüm YILMAZ
Aileler ve çiftler arasındaki yakın ilişkinin çalışıldığı psikoterapi ünitesidir. Bu birimde; 1 psikiyatri doçenti, 1 psikiyatri uzmanı, 1 psikiyatri asistan hekimi ve 4 klinik psikolog görev yapmaktadır.
Aile ve çift terapi birimi çalışanları:
Uzm.Dr. Gülsüm YILMAZ
Psg. Ayşegül DAĞDEVIREN
Psg. Hatice DOĞANÇAY
Psg. Gizem Betül ÇELIK
Psg. Elif KURNALI ULUSOY
Aile ve çift terapisinde amaç; aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi ve tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişimi ve gelişiminin sağlanmasıdır.
Aile bir sistem olarak değerlendirilir; yani problemlere tüm aile üyelerinin bir biçimde dahil olduğu ve problemin sürmesi ya da çözümünde aile üyelerinin önemli rolleri bulunduğu düşünülür.
Terapistler, aile üyelerinin birbirleriyle etkileşimlerinde yapıcı yollar bulmasına yardım ederler, iletişim becerileri geliştirilerek birbirleriyle kurdukları yakın ilişkiler desteklenir. Krize müdahale amacıyla kısa ve problem odaklı psikoterapi teknikleri uygulanır. Sorunlarla baş etme becerilerinin geliştirilmesiyle ise sadece o anda yaşanan durumlara çözüm üretilmesi değil, sonrasında yaşanabilecek zorluklarla da baş etmenin sağlanması hedeflenir.
Çalışma alanları: Çift ilişkileri, evlilik problemleri, boşanma süreci, öfke kontrol güçlüğü ve ailede şiddet durumları, yas, kayıp ve travmalarla baş etme, aile yaşamında değişikliklere uyum sağlama (iş değişikliği, taşınma vb.), ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesi, aile yaşam döngüsünde kriz yaşanan dönemlere karşı ailenin dayanıklılığının artırılması vb.
Terapist çoğunlukla eşler ve çiftlerle birlikte bazen de aile üyelerinin tümüyle ya da aile bireyleriyle tek tek görüşme yapabilmektedir.
Ünitemizin çalışma düzeni: Ünitemiz randevu sistemi ile çalışmaktadır. Diğer poliklinik hekimleri tarafından aile ve evlilik sorunları yaşadığı düşünülen ve terapiye uygun görülenler özel dal sekretaryasına yönlendirilir. Özel dal sekretaryasından aile ve çift ön değerlendirme polikliniğine randevu alırlar. Ön değerlendirme polikliniğinde değerlendirildikten sonra ihtiyaca yönelik müdahale yöntemi belirlenerek ekipte yer alan psikolog ve psikiyatristlerce çift terapisi, aile terapisi, psikoeğitim grupları, öfke kontrol grup terapi çalışmaları yapılır.
Genellikle 8–10 seans yapılmakta ve seans süreleri ortalama 60 dakika olmaktadır.
GENÇLİK PSİKİYATRİSİ BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Kadir ÖZDEL
Birim Doktorları: Doç. Dr. Serkan ZİNCİR
Hastanemiz Psikiyatri bölümünde bulunan Gençlik Birimi, 18-24 yaş arası bireylerin psikososyal gelişimini desteklemek amacıyla yapılandırılmış, gençlik dönemi ruh sağlığına yönelik özel bir hizmet birimidir. Bu yaş aralığı, bireyin kimlik oluşumunun ve duygusal olgunlaşmanın yoğunlaştığı, aynı zamanda psikiyatrik rahatsızlıkların ilk belirtilerinin ortaya çıkabileceği bir dönem olması nedeniyle, doğru ve zamanında müdahaleleri gerektirir. Gençlik birimi, bu kapsamda multidisipliner bir yaklaşımla hizmet vererek genç bireylerin karşılaştığı psikolojik zorlukları ele almayı hedeflemektedir.
Birimde görev alan 4 asistan hekim ve 2 psikolog tarafından sunulan Bilişsel Davranışçı temelli bireysel psikoterapi hizmetine ek olarak, haftada iki defa gerçekleştirilen grup psikoterapileri, bireyler arası etkileşim yoluyla ortak deneyimlerin paylaşılmasına olanak tanıyarak, duygusal ve davranışsal problemlerin grup dinamikleri içerisinde çalışılmasını sağlamaktadır. Ek olarak, her hafta düzenlenen süpervizyon toplantıları, ekip üyelerinin klinik deneyimlerinin derinleştirilmesine ve vaka yönetimlerinin sürekli gözden geçirilmesine olanak tanır. Bu süreçte, farmakoterapi ve psikoterapinin eş zamanlı uygulanması, bütüncül bir tedavi yaklaşımının temelini oluşturarak, bireylerin hem biyolojik hem de psikososyal ihtiyaçlarının karşılanmasına katkı sağlar.
Psikoterapi ile farmakoterapinin entegre biçimde uygulanması, bireylerin tedavi süreçlerinin daha etkin ve kalıcı olmasını destekler. Psikoterapi, bireylerin duygusal farkındalıklarını artırırken, farmakoterapi ise semptomların biyolojik düzeyde kontrol altına alınmasını sağlar. Bu iki tedavi yönteminin bir arada sunulması, özellikle genç bireylerin ruh sağlığının uzun vadeli olarak korunmasında kritik bir rol oynar. Birim sorumlusu Prof. Dr. Kadir ÖZDEL yönetiminde, Gençlik Birimi, bu kapsamlı yaklaşımı titizlikle uygulayarak, gençlerin ruh sağlığını iyileştirme misyonunu üstlenmektedir.
Bölüm Psikologları: Psk. Şebnem TÜRKMEN AVŞAR, Psk. Melis DURAK, Psk. Ayşe Mutlu, Psk. Şeyma BAYAR, Psk. Dilber ALTUNTAŞ, Psk. Aslı ACAR.
BAĞIMLILIK BİRİMİ
Davranışsal Bağımlılıklar Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Elif AKTAN MUTLU
Kumar bağımlılığı başta olmak üzere davranışsal bağımlılıklar tüm dünyada ve ülkemizde giderek artan bir eğilim göstermektedirler. Kumar oynama artık internet üzerinden olmakta ve tahmin edilenin üzerinde bir sayıda insan bu durumdan mağdur olmaktadır. Kumar bağımlılığı ve diğer davranışsal bağımlılıklar (çevrimiçi oyun bağımlılığı, porno bağımlılığı, internet bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı vb) madde ve alkol bağımlılıkları gibi beyne ve vücuda zarar vermektedirler.
Bu bağımlılıklar aynı zamanda kişinin iş, sosyal, okul ve aile hayatını da ileri derecede bozmaktadır. Tedavisi mümkün olan bu hastalıklar için hastanemiz psikiyatri kliniği bünyesinde "Davranışşal bağımlılıkların tedavisi ve rehabilitasyonu polikliniği" bulunmaktadır. Polikliniğimizde bir yıldan fazladır Doç. Dr. Elif Aktan Mutlu sorumluluğunda hastalarımıza hizmet verilmektedir.
Madde Bağımlılığı Birim Sorumlusu: Uzm. Dr. Nilüfer HACIOĞLU
KONSÜLTASYON-LİYEZON PSİKİYATRİSİ BİRİMİ
Birim Sorumluları: Doç. Dr. Ayşe Gökçen GÜNDOĞMUŞ, Uzm. Dr. Yasemin KOÇYİĞİT, Uzm. Dr. Şule BIÇAKÇI AY
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Özge ERİŞ DAVUT, Uzm. Dr. Saba ÇİÇEK
ERİŞKİN DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Arda KARAGÖL
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Tuğba KOCA LAÇİN
TRAVMA BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. İbrahim GÜNDOĞMUŞ
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Elif BOLAT
DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Şerif Bora NAZLI
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Safiye Zeynep TATLI, Uzm. Dr. Emine YAVUZ ATAŞLAR
Duygudurum Bozukluğu Poliklniği Birimi
Etlik Şehir Hastanesi Duygudurum Bozukluğu Polikliniği Birimimize hoşgeldiniz. Duygudurum bozuklukları toplumda sık görülen ve tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ruhsal sorunlardır. Bu durumların takip ve tedavi sürecinde psikoeğitim, psikoterapi, aile görüşmeleri, sosyal hizmet görüşmeleri ve farmakoterapi önemli role sahiptir. Tüm bunların nitelikli olarak disiplin halinde yapılması hastalığın yetiyitimini azaltmak için şarttır. Hastalık sürecinde tedavi uyumunu azaltan ve hastalık seyrini olumsuz etkileyebilecek faktörleri tespit etmek ve bunlarla mücadeleyi etkin sağlamak gerekmektedir. Bu bağlamda duygudurum bozukluğu birimimiz duygudurum bozukluğu (bipolar bozukluk, depresyon, distimi vb.) tanısı alan kişilere değerlendirme, medikal tedavi düzenlenmesi, gerekli takiplerinin sağlanması, psikoeğitim ve danışmanlık vb hizmetlerin sunulmasını; bunun yanında bu alanda uzmanlık eğitimi öğrencilerine deneyim kazanılmasını amaçlar. Klinik uygulamalarımız birim sorumlularımız Doç. Dr. Şerif Bora NAZLI, Uzm. Dr. Safiye Zeynep TATLI ve Uzm. Dr. Emine YAVUZ ATAŞLAR gözetiminde yapılmakta olup; birimimizde hem yataklı servislerden taburculuğu yapılan duygudurum bozukluğu tanısı alan hastaların hem de ayaktan başvuran ve randevu verilen hastaların takip ve tedavi süreci yürütülmektedir.
Doç. Dr. Şerif Bora NAZLI
İletişim:serifbora.nazli@sbu.edu.tr
UYKU BOZUKLUKLARI BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Uzm. Dr. Tuğba KOCA LAÇİN, Uzm. Dr. Gülsel YALÇIN RAŞA
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Elif BOLAT, Uzm. Dr. Saba ÇİÇEK, Uzm. Dr. Özge ERİŞ DAVUT
UYKU BOZUKLUKLARI BİRİMİ
Uyku ile ilgili rahatsızlık duyuyorsanız ve/ya kendi kurumumuz olan Etlik Şehir Hastanesi ya da dış bir hekimin muayenesi sonrasında, hekiminiz uyku bozukluğu düşünmüş ve tarafımıza (veya herhangi bir merkeze) yönlendirmiş ise tarafımızca bu vasıfta olan hastalarımız özelleşmiş uyku dal polikliniğimizde değerlendirilir. Randevular ana psikiyatri binası sekreterliğinden alınmaktadır. Uyku özel dal polikliniğimiz hafta içi (resmi tatiller hariç) 08.30 – 16.30 saatleri arasında hizmet vermektedir. Uyku özel dal polikliniklerinde uzman veya uzmanlık öğrencileri tarafından yapılan değerlendirme ve konsültasyonlar sonrası uygun görülen hastalarda uyku testleri planlanır. Unutmamak gerekir ki uyku ile ilgili şikayetler sadece uyku hastalıklarında görülmeyip, başka bir çok hastalık ve durumla ilgili olabilmektedir. Randevu sürelerinin en kısa süre içinde olması konusunda merkezimiz dikkatli bir düzenleme içindedir.
Horlama
Uyku terörü
Uykuda nefes durması
Uykusuzluk
Uykuya dalamama şikâyetleri
Uykuyu sürdürememe
Uykuda yürüme sorunu olan
Uykuda periyodik huzursuz bacak hareketleri
Rüyada davranış bozukluğu
Uykuda yeme davranışı
Aşırı uyuma v.b. şikâyetleri olanlar bu merkezden yardım alabilir.
Uyku laboratuvarımız kurulma aşamasında olup, Uyku laboratuvarı testleri için uykuda ortaya çıkan solunum sorunları ile ilgili olarak Kulak Burun Boğaz ve Göğüs Hastalıkları klinikleri ile nöropsikiyatrik hastalıklar için ise Nöroloji Kliniği ile koordineli çalışılmaktadır.
GERİATRİ BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Ayşe Gökçen GÜNDOĞMUŞ
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Yasemin KOÇYİĞİT, Uzm. Dr. Cansu ÇOBAN, Uzm. Dr. Şule BIÇAKÇI AY, Uzm. Dr. Gülsüm YILMAZ
Geropsikiyatri Birimi
Dünya genelinde ve ülkemizde yaşlı bireylerin nüfusu giderek artmaktadır. Yaşlı bireylerin tüm hastalık ve tedavilerinde olduğu gibi ruhsal rahatsızlıkları söz konusu olduğunda da, yaşlanma ile birlikte gelen biyolojik, sosyal ve çevresel değişiklikler göz önünde bulundurularak psikolojik yakınmalarının daha ayrıntılı ve kapsamlı bir muayene ve değerlendirme süreci ile ele alınması gerekmektedir. Özellikle bu yaş grubunda birçok fiziksel hastalığın birlikte görülmesi ve artan ilaç kullanımı psikiyatrik bozuklukların tanı, tedavi ve takip süreçlerinde özelleşmiş birimlere ihtiyacı artırmaktadır. Hastanemiz psikiyatri kliniği içinde geropsikiyatri birimimiz geriatrik popülasyonda yani 65 yaş üzeri bireylerde ruhsal hastalıkların tanımlanması, takip ve tedavi süreçlerinin planlanması amacıyla kurulmuştur. Özelleşmiş hizmet veren bir birim olarak bu yaş grubundaki bireylerin genel ruhsal muayenesi, takip ve tedavileri yanısıra özellikle yaşla birlikte daha sık gözlenen hafif bilişsel yetmezlik, demans (bunama) tanılarının tespit ve tedavisini, geç başlangıçlı ruhsal hastalıklara sahip bireylerin, nöropsikiyatrik belirtilerin yani nörolojik ve psikiyatrik belirtilerin birarada gözlendiği bireylerin daha detaylı değerlendirilmelerini, bu konuda gerekli psikometrik değerlendirmelerinin yapılmasını, bireyler ve yakınlarına psikoeğitim çalışmalarını sürdürmeyi hedeflemektedir.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. Yasir ŞAFAK
Birim Doktorları:Uzm. Dr. Hatice Ayça KALOĞLU, Uzm. Dr. Başak ŞAHİN, Uzm. Dr. Elif Figen EMRAHOĞLU
Cinsellik yaşamın doğal ve sağlıklı bir parçasıdır. Yapılan çalışmalar yaklaşık olarak her üç kişiden birinin, cinsel yaşamının herhangi bir döneminde cinsel işlev bozukluğu yaşadığını göstermektedir.
Cinsel işlev bozuklukları, cinsel bilgi eksikliği, cinsellik ile ilgili yanlış inanışlar, bedensel hastalıklar ve ilaç yan etkileri gibi bir çok nedene bağlı olarak ortaya çıkmaktedır. Cinsel işlev bozukluğu tanısı, bir psikiyatrist, psikolog veya cinsel terapist tarafından yapılan bir klinik değerlendirme ve belirtilerin incelenmesiyle konulur. Bu süreçte, semptomların süresi, sıklığı ve şiddeti göz önünde bulundurulur. Cinsel işlev bozuklukları aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.
KADINLARDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI
1- Azalmış Cinsel İstek Bozukluğu
2- Cinsel Tiksinti Bozukluğu
3- Cinsel Uyarılma Bozukluğu
4- Orgazm Bozukluğu
5- Disparoni (Ağrılı Cinsel Birleşme)
6- Vajinismus
ERKEKTE CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI
1- Azalmış Cinsel İstek Bozukluğu
2- Cinsel Tiksinti Bozukluğu
3- Erektil İşlev Bozukluğu (Serleşme Bozukluğu)
4- Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma)
5- Orgazm Bozukluğu (Geç Boşalma, Anhedonik Orgazm, Doyumsuzluk)
6- Cinsel Ağrı Bozuklukları
Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi kişiye özel ve kapsamlı bir yaklaşım gerektirmekte olup ,uzman değerlendirilmesi önerilmektedir. Cinsel terapi alanında çalışan uzman kişiler, hem fiziksel hem de psikolojik faktörleri ele alarak kişiye özgü bir tedavi planı oluştururlar. Değerlendirme ve tedavi sürecinde kişinin yargılanmadığı ve gizlilik ve güven esasına dayalı bir yaklaşım izlenir. Cinsel işlev bozuklukları tedavi sürecinde çiftler birlikte değerlendirilir ve uygun tedavi planı yapılır. Çift ile yapılan bir ön görüşme sonrası, her birey ile ayrı ayrı bireysel seanslar düzenlenir. Bu görüşmeler kapsamında, cinsel öykü ve başvuruda bulunulan cinsel soruna ilişkin detaylı bir bilgi toplanır. Fiziksel muayenenin gerektiği durumlarda kişinin, bir jinekoloğa, üroloğa veya gerekli uzmana yönlendirilmesi sağlanmaktadır. Değerlendirme ve ilgilli bölüm konsültasyonları sonrası cinsel terapi seanslarına başlanır.
Cinsel Terapinin özellikle vajinismus ve erken Boşalma gibi sık görülen cinsel işlev bozujkluklarında başarı oranı oldukça yüksektir. Çifte ve cinsel soruna özgü değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak 2-4 ay ve 8-12 seans sürer. Partnerlere göre iki-üç görüşme ile kısa zamanda düzelme sağlanabildiği gibi, bir yıl tedavisinin sürmesi gereken vakalar da olabilir.
Birim psikologları: Psk. Sinan TETİK, Psk. Elif YEMİŞLİ, Psk. Melek BOZ, Psk. Betül ÖZTÜRK.
ADLİ PSİKİYATRİ BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Uzm. Dr. Ahmet ÇÖPÜR
SOMATİK TEDAVİLER BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Uzm. Dr. Tayfun ÖZ
PSİKOSOMATİK TEDAVİLER BİRİMİ
Psikiyatride somatik tedaviler, biyolojik temelli müdahalelerle ruhsal hastalıkların tedavisini amaçlayan yöntemlerdir. Bu tedaviler, beyin işlevlerini doğrudan etkileyerek ruhsal belirtilerin hafifletilmesini veya ortadan kaldırılmasını hedefler. Elektrokonvülsif tedavi (EKT), transkraniyal manyetik stimülasyon (TMS) en sık kullanan tedavi yöntemleridir. Somatik tedaviler, genellikle tedaviye dirençli vakalarda tercih edilmekte ve psikoterapi gibi diğer tedavi yöntemleriyle birlikte uygulanmaktadır.
ELEKTROKONVÜLSİF TEDAVİ (EKT)
Elektrokonvulsif Terapi (EKT) nedir?
Elektrokonvulsif terapi, genellikle EKT ya da elektroşok tedavi olarak adlandırılan, çeşitli ruhsal hastalıklarda ve ilaçlara yanıt vermeyen ya da ilaçların yan etkilerini tolere edemeyen hastaların tedavisinde en sık kullanılan fiziksel tedavi yöntemidir. Ayrıca, ilaçlardan daha hızlı yanıt alınması gereken hastalar için tercih edilen bir tedavidir. EKT ruhsal hastalıklar için en etkili sayılabilecek tedavidir ve son derece güvenlidir.
EKT majör depresyonda; bipolar bozukluk mani ve depresyon dönemlerinde; şizofreni gibi psikotik bozukluklarda hem hastalık alevlenme hem ara dönemlerde kullanılabilir. EKT sırasında ilaç tedavileri başlanılabilir ya da devam edilebilir.
EKT'nin Kısa Tarihi
EKT ilk olarak 1938 yılında İtalyan Nöropsikiyatrist Ugo Cerletti tarafından uygulandı. Tedavinin yaygınlaşmasıyla beraber birçok psikiyatrik hastalığın tedavisinde etkili olduğu bulundu. 1970’lerden itibaren anestezik ilaçlarla birlikte kombine kullanımıyla günümüz modern EKT protokolü uygulanmaya başladı.
EKT ne zaman kullanılır?
EKT şiddetli depresyon için en etkili tedavi olarak kabul edilir ve %70’in üzerinde bir yanıt oranına sahiptir. EKT depresyon tedavisi için, diğer tedaviler (antidepresan ilaçlar, psikoterapiler vb) semptomlarda bir iyileşme sağlayamadığında, hastalar ilaçlardan ciddi yan etkiler gördüğünde ya da başka bir tıbbi durum nedeniyle ilaç alamadıklarında uygulanabilir. Aynı şekilde akut mani, katotoni, şizofreni tedavisinde de benzer yanıt oranları ile tedavi sağlar. EKT hızlı etki etmesiyle intihar riski yüksek olduğunda veya hasta yemek, içmek ya da ilaç almakta zorlandığında başlıca tedavidir.
EKT nasıl fayda sağlar?
Elektrokonvulsif terapide (EKT) hastanın anestezi altında olduğu sırada kafa derisine elektrotlar aracılığıyla kısa bir elektriksel uyarı verilir. Bu uyarı beyin hücrelerini uyarır, onları aynı anda çalışmaya zorlar ve bir nöbet oluşturur.
EKT'nin olumlu etkilerinin nasıl olduğuna dair kesin mekanizmalar henüz bilinmemektedir. Nöbet aktivitesinin beynin kimyasal ileticileri olan nörotransmiterlerde değişikliklere neden olduğu düşünülmektedir. Bunun yanı sıra EKT’nin beynin stres hormonlarının düzenlenmesini ayarlayarak enerji, uyku, iştah ve ruh hali üzerinde etkili olabileceği öne sürülmüştür.
EKT öncesi nelere dikkat edilmektedir?
EKT tedavisine başlamadan önce, hastalar kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirme ve genel sağlık taramasından geçer. Bu süreç kan testleri, akciğer röntgeni ve elektrokardiyogram (EKG) gibi testleri içerebilir. Kimi zaman farklı bölümler tarafından değerlendirme gerekebilir. Tüm değerlendirmeler sonucunda anestezi işlem onayı verilir, bu sayede tıbbi risk en aza indirilir.
Tedavi öncesi gece yarısından sonra hiçbir şey yememeli veya içmemelisiniz. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi durumlar için doktorun önerdiği bazı ilaçlar sabah çok az suyla alınabilir.
Bir EKT seansında neler olur?
Tedavi için geldiğiniz zaman EKT ekibinden bir kişi sizi karşılar, ardından bir kateter ile damaryolunuz açılır. Bu katater gerekli ilaçların uygulanması için kullanılır. Beyin dalgalarınızı ve kalp ritminizi izlemek için başınıza ve vücudunuza elektrotlar yerleştirilir.
Anestezi ile uyuduktan sonra kas gevşetici verilir. Elektrotlar kafa derinize yerleştirilir ve elektriksel uyarı uygulanır. Tedavi sırasında nöbetin başarılı olup olmadığını değerlendirmek için EEG ile beyin dalgalarınız izlenir. Nöbet genellikle 25 saniye kadar sürer.
Uyandıktan sonra ayılma alanına götürülürsünüz. Tedavi genellikle 10 ila 20 dakika sürer. Bir saat kadar gözlemlendikten sonra taburcu edilirsiniz ya da hastanede servisinize dönersiniz.
EKT sonrası yaygın yan etkiler nelerdir?
Tedavi sonrasında baş ağrısı, kas ağrıları veya mide bulantısı gibi yan etkiler olabilir. Bu yan etkiler, tedavi öncesi veya sonrası ilaçlarla hafifletilebilir. Ayrıca anestezi ve/veya EKT tedavisinin bir sonucu olarak kısa süreli bir zihin karışıklığı olabilir. Bu durum genellikle 30 dakika ile bir saat arasında sürer.
Hafıza yan etkileri EKT alan hastaların en büyük endişelerinden biridir. Eğer bu yan etki olursa genellikle tedavi süresince yeni bilgileri hatırlama zorluğu şeklinde olur ve kalıcı değildir. Tedavi sonrası birkaç hafta veya birkaç ay içinde düzelir.
EKT ne kadar güvenlidir?
EKT son derece güvenli bir tedavi yöntemidir ve ciddi tıbbi komplikasyonlar nadirdir. Genel olarak anestezi içeren diğer küçük tıbbi işlemlerle benzer orandadır. Tüm tedavi boyunca sürekli olarak tıbbi uzmanlar tarafından izlenirsiniz.
EKT’nin güvenirliliği detaylı beyin taramalarıyla incelenmiştir ve EKT’nin beyin hasarına yol açtığına dair herhangi bir kanıt bulunmamıştır.
EKT kaç seans gereklidir?
EKT tedavisi genellikle haftada üç kez; Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri uygulanır. Bir EKT kürünün süresi genellikle 6 ila 12 tedavi arasında değişir. Belirtilerinizin şiddeti ve tedaviye ne kadar hızlı yanıt verdiğiniz, kaç seansa ihtiyacınız olacağını belirleyecektir.
Tedaviye verdiğiniz yanıtı izleyen tedavi ekibi, kaç seans almanız gerektiğine karar vermek için bu bilgileri ve sizin geri bildiriminizi dikkate alacaktır.
İdame (Sürdürüm) EKT nedir?
Ruhsal hastalıklar tekrarlayabildiği için EKT'ye iyi yanıt verseniz bile şikayetlerinizin yeniden ortaya çıkma olasılığı vardır. Bu nedenle, EKT sonrası doktorlar "idame EKT" önerebilir. Bu, tedaviler arasındaki sürelerin kademeli olarak uzatılması anlamına gelir. Tedaviler haftada bir başlayıp giderek ayda bir gibi daha seyrek uygulanabilir.
TRANSKRANİYAL MANYETİK STİMÜLASYON (TMS)
Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMS) Tedavisi Nedir?
Transkraniyal manyetik uyarım (TMS) yetişkinlerde depresyon, obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) gibi hastalıkları tedavi etmek amacıyla beyni uyaran, girişimsel (invaziv) olmayan bir tıbbi prosedürdür. Kafa derisine yerleştirilen yalıtımlı bir bobin ile ilgili beyin bölgelerini uyaran kısa manyetik darbeler oluşturur. Bu manyetik darbeler, manyetik rezonans görüntüleme (MR) makinelerinde kullanılanlarla aynı türde ve güçtedir. Manyetik darbeler, uyarım bölgesindeki sinir devrelerini kısa süreli olarak aktive eden zayıf bir elektrik akımı oluşturur.
TMS Kimlerde Düşünülmelidir?
Antidepresanlara ve psikoterapiye iyi yanıt vermemiş ya da ilaçları tolere edemeyen hastalarda alternatif bir tedavi olarak düşünülmektedir.
TMS Herkes İçin Uygun mudur?
TMS, nöbet geçmişi olan ya da kafasına yakın bir bölgede çıkarılamayan metal bulunan kişiler için önerilmez. Eğer TMS size uygulanacaksa kendi güvenliğiniz için doktorunuza mutlaka bilgi verin. Bu tür metal içeren nesneler şunlar olabilir:
· Anevrizma klipsleri veya bobinleri
· Boynunuzda veya beyninizde stentler
· Yerleştirilmiş uyarıcılar
· Kalp pilleri veya implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör (ICD)
· Kalp stentleri
· Beyin aktivitenizi izlemek için elektrotlar
· Kulaklarınızda veya gözlerinizde metalik implantlar
· Şarapnel veya mermi parçaları
· Metalik veya manyetik hassas mürekkebe sahip yüz dövmeleri
· Başınıza veya başınıza yakın bir yere yerleştirilmiş diğer metal cihazlar veya nesneler
Kaç TMS Seansı Gereklidir?
İlk TMS tedavi seansları için önerilen sayı 30 ile 50 arasındadır. Seanslar genellikle hafta sonları ve resmî tatiller hariç olmak üzere dört ila altı hafta boyunca günlük olarak gerçekleştirilir. Her tedavi seansı yaklaşık 30 ila 60 dakika sürer.
Bir TMS seansında neler olur?
TMS prosedürü anestezi veya sedasyon gerektirmez, bu yüzden tüm prosedür boyunca uyanık olacaksınız. TMS işlemi sırasında maruz kaldığınız gürültüyü en aza indirmek için kulak tıkacı takmanız gerekecektir. Ayrıca tedavi sırasında aktiviteden kaçınmanız gerekmektedir (örneğin, cep telefonu kullanımı, müzik dinleme veya kitap okuma önerilmez).
Koltuğa oturduktan sonra manyetik bobin başınızın yan tarafına yerleştirilecek ve elinizin seğirmesine yetecek kadar enerjiye ayarlanacaktır. Daha sonra manyetik bobin, hastalığınızla ile ilgili beyin bölgesinin üzerine (başınızın ön kısmına) taşınacaktır. Tedavi, her atım serisi arasında dinlenme aralıklarıyla birlikte bir dizi atım olarak verilecektir. Prosedür sırasında bir tıklama sesi duyacak ve kafa derinizde hafif bir vurma hissedeceksiniz.
TMS'nin riskleri nelerdir?
TMS (Transkraniyal Manyetik Uyarım) genellikle hastalar tarafından iyi tolere edilse de bazı yan etkiler olabilir:
· Uyarım sırasında yüz kaslarında seğirme: Bu his, hastaların yaklaşık üçte biri tarafından bildirilir ve manyetik bobin çalıştırıldığında ortaya çıkar. Tedavi ekibi işlemi daha konforlu hale getirmek için uyarım ayarlarını düzenleyebilir veya bobinin yerini değiştirebilir.
· Baş ağrısı: TMS tedavisi gören hastaların onda biri baş ağrısı yaşar. Bu ağrılar genellikle kafa derisindeki kasların uyarılması nedeniyle ortaya çıkar ve tedaviden birkaç saat sonra geçer.
· Kısa süreli işitme kaybı riski: TMS cihazı her atımda yüksek bir tıklama sesi çıkardığı için, işitme kaybı riskini en aza indirmek amacıyla tedavi sırasında kulak tıkacı takmanız gerekmektedir. Uygun işitme koruması kullanıldığında kalıcı işitme kaybı vakası bildirilmemiştir. Eğer kulak tıkaçlarınız gevşer veya düşerse, lütfen hemen tedavi ekibine bildirin.
· Nadir de olsa nöbet geçirme riski: TMS sırasında çok nadir de olsa nöbet geçirme riski vardır. Böyle bir durumda TMS tedaviniz hemen durdurulacak ve müdahale edilecektir.
PSİKOZ İZLEM BİRİMİ
Birim Sorumluları: Doç. Dr. Yasir ŞAFAK, Doç. Dr. Ayşe Gökçen GÜNDOĞMUŞ
Birim Doktorları: Prof. Dr. Sibel ÖRSEL, Prof. Dr. Kadir ÖZDEL, Doç. Dr. Süheyla DOĞAN BULUT, Doç. Dr. Şerif BORA NAZLI, Doç. Dr. Serkan ZİNCİR, Uzm. Dr. Hatice Ayça KALOĞLU
KLİNİK ARAŞTIRMALAR BİRİMİ
Birim Sorumlusu: Doç. Dr. İbrahim GÜNDOĞMUŞ
Birim Doktorları: Uzm. Dr. Hasan ÜNVER
ASKERİ PSİKİYATRİ BİRİMİ
Birim Sorumluları: Doç. Dr. Serkan ZİNCİR, Doç. Dr. İbrahim GÜNDOĞMUŞ
Nasıl Muayene Olurum?
Bireyler genel muayene ve genç erişkin poliklinikleri için MHRS sisteminden randevu alarak muayene olabilirler. Psikoterapi, cinsel işlev bozuklukları, davranışsal bağımlılıklar (kumar bağımlılığı) ve aile terapisi polikliniklerine diğer polikliniklerdeki muayeneleri sonrası yönlendirildiklerinde giriş yaparlar.
Genel poliklinik muayeneleri ve özellikli birimler Etlik Şehir Hastanesi Kampüsü içinde yer alan psikiyatri kliniği binasında yer almaktadır. Ayrıca Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon kliniği, T5 ve T6 kulelerinde de birer MHRS’li (randevulu çalışan) psikiyatri polikliniği bulunmaktadır.
07 Mayıs 2025