Obezite Merkezi
26 Temmuz 2024

OBEZİTE MERKEZİ:

Obezite Merkezimiz Etlik Şehir Hastanesi Genel Hastanede yer almaktadır. Obezite tedavisinde etkin ve sürdürülebilir mücadelenin uygulanması için, obezite hastalarını multidisipliner bir yaklaşım modeli ile tedavi etmek amacıyla Bakanlıkça izin verilen sağlık tesisleri bünyesinde obezite merkezleri açılmaktadır. Ülkemizde ve Dünyada pandemi şeklinde salgın olan morbid obeziteyi tanıma, önleme ve tedavi etme yollarını inceleyen az sayıdaki merkezden biridir. Günümüzde dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde obezite prevalansı artmakta, bu durum sadece yetişkin kadın ve erkekleri değil, çocukları ve gençleri de etkilemektedir. Kalp ve damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, bazı kanser türleri, kas- iskelet sistemi hastalıkları gibi hastalıkların oluşmasına, yaşam kalitesinin azalmasına ve ölümlere yol açan obezite, sadece küresel boyutta bir halk sağlığı problemi olmakla kalmayıp, ülke ekonomilerine olumsuz yönde etki eden bir unsur olarak da karşımıza çıkmaktadır. Merkezimiz, çok disiplinli bir bakım altında hastalara en uygun tedavi seçeneklerini sağlamayı amaçlamaktadır. Obezite Merkezimize başvuran tüm hastalar ilk önce bir yönetici, program yöneticisi, endokrinoloji uzmanı, psikiyatri uzmanı, genel cerrah uzmanı ,psikolog, diyetisyen, fizik tedavi uzmanı ve fizyoterapist tarafından değerlendirilir. Bu görüşmelerden sonra, obezite tedavisi programına katılımı onaylanan hastalar merkeze kabul edilir. Daha sonra, şişmanlığın altında yatan nedenler; fiziksel, biyolojik, psikolojik ve çevresel açıdan incelenir. Merkezimizde; diyet tedavisi, egzersiz tedavisi, davranış terapisi, tıbbi tedavi ve cerrahi uygunlanmaktadır. Merkezimizin amacı; sadece hizmet birimlerinde kilo vermek değil, sağlıklı yaşam ve beslenmeyi alışkanlık ve yaşamsal bir davranış haline getirmek ve özellikle bariatrik cerrahi uygulanan hastalarda verilen kilonun geri alınmamasını sağlamaktır. 

Obezite Merkezi, obezite tedavisinde aşağıdaki yöntemleri kullanır:

- Tıbbi beslenme (diyet) tedavisi
- Bilişsel Davranışçı psikoterapi
- Egzersiz tedavisi
- Tıbbi tedavi - Cerrahi tedavi

Obezite Merkezinde uygulanan prosedür nedir?

Obezite Merkezimize başvuran hastalara eğitim program hakkında detaylı bilgi verilir. Programa dahil olmak isteyen hasta merkezimizde görevli ekip tarafında değerlendirilir. Eğitimlerimiz modül şeklinde olup;
Modül 1 – Programa Kayıt ve Ön Tarama
Modül 2 – Sağlık Taraması
Modül 3 – Eğitimler – Bilinç Değişimi
Modül 4 – Planlamalar – Aktivite, Beslenme, Biyoloji ve Bilinçaltı Değişimi
Modül 5 – Davranış Değişimi – Hedef Kiloya Ulaşma
Modül 6 – Çevresel Değişim – Hedef Kiloyu Koruma

Modul 3 eğitimi sorumlu doktor ve hemşire tarafından modül 4-5-6 eğitimi diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog tarafından verilir.Obezite Merkezimiz tarafından uygulanan multidisipliner tanı ve tedavi yöntemlerinin temel amacı düzenli ve problemsiz kilo vermeyi sağlamak ve en önemlisi de hastaların gelecek kilolarını koruyabilmelerini devam ettirmelerini sağlamaktır. 

Obezite Merkezinin Tanı ve Tedavi Hizmetleri:

Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek ve elde edilen sağlıklı kilonun sürekliliğini sağlamaktır. Obezite tedavisinde, 6 aylık dönemde vücut ağırlığının %10 azalması hedeflenir. Elde edilen her ağırlık kaybı obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır. 

Diyet Tedavisi :

Obezite Merkezi'ne kabul edilen hastalara, obezite alanında geniş deneyime sahip beslenme ve diyetetik uzmanlarının gözetimi altında kilo vermelerini sağlıyoruz.. Her hasta için diyet alışkanlıklarına ve sağlık koşullarına göre kişiselleştirilmiş bir kalori kontrollü diyet hazırlanmaktadır. Hastaları program süresince beslenme uzmanları izlemektedir. 

Bilişsel Davranışçı Psikoterapi:

Her ne kadar beslenme ve egzersiz programları kilo vermek için etkili yöntemler olsa da, hastalar bu programları belli bir süre tedavi olarak görme ve programları tamamladıktan sonra etkin olmayan sedanter yaşam tarzlarına geri dönme eğilimindedir.

Egzersiz Tedavisi:

Aşırı kilo nedeniyle egzersiz yaparken, şişmanlıktan muzdarip hastaların diz ekleminin aşırı yüklenmesi nedeniyle sağlık problemleri yaşaması muhtemeldir. Obezite merkezinde fizyoterapist, her hastaya özel eğitim vermektedir.

Tıbbi Tedavi:

Hastanın kilo almasına neden olan herhangi bir metabolik problem varsa, bu tür sorunları çözmek için kendi alanında uzmanlaşmış doktorlar (reaktif hipoglisemi, hipotiroidizm, insülin direnci vb.) tarafından tıbbi tedavi uygulanır. Bütün bunlar içinde, tıbbi tedavinin obezite için doğrudan bir tedavi olarak görülmemesi esas ilkemizdir. 

Cerrahi tedavi:

Mevcut eğitimler sonrasında hastalarımız multidisipliner konseyimiz tarafından değerlendirilir. Yapılacak cerrahi tipi konseyimize hastanın yaşı, beslenme alışkanlığı ve hastanın ek hastalığına göre karar verilmekte olup merkezimizde tüp mide (sleeve gastrektomi), gastrik baypas ve diger metabolik cerrahiler başarı ile uygulanmaktadır. 


tablo
kapı


çalışan
çalışan



obezite1.jpg

Etlik Şehir Hastanesi Obezite Cerrahisi Sorumlusu ve Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Harun Karabacak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, obezitenin bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, vücut kitle endeksinin 30'un üzerinde hesaplanan kişilerin obezite hastası olarak tanımlandığını söyledi.

Obezite gelişiminde etkili olan beslenmenin, değiştirilebilir bir davranış şekli olduğunu vurgulayan Karabacak, tanı konulan kişilerin yaşam boyu beslenme alışkanlıklarına dikkat etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Karabacak, beslenme şeklinin değiştirilmesinde uzman desteğinin önemine işaret ederek, "Vücut kitle endeksi 30'un üzerinde olan hastalarımızı, obezite merkezimizde diyetisyen, psikolog ve fizyoterapist tarafından, yaşam şeklinin ve beslenme alışkanlığının değiştirilerek farkındalık oluşturulması amacıyla öncelikle eğitime alıyoruz. Burada hastamızın bilinç altını değiştiriyoruz. Bunun ardından konsey toplanıyor ve ameliyat kararı çıkan hastalarımızı cerrahiye alıyoruz." bilgisini verdi.

Kilo kaybında yardımcı olan çeşitli obezite operasyonlarının "Bariatrik cerrahi" olarak isimlendirildiğini dile getiren Karabacak, bu kapsamda "tüp mide" ya da "Gastrik Bypass" ameliyatlarının gerçekleştirildiğini söyledi.

"İlk 24 ay içinde oruç tutulmasını önermiyoruz"

Karabacak, obezitesi bulunanlarda sağlığın korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması için uzmanlarca önerilen beslenme şeklinden taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Cerrahi sonrasında beslenme biçiminin de farklı olduğunu anlatan Karabacak, özellikle ramazan ayında oruç tutmak isteyenlerin mutlaka hekimini bilgilendirmesi gerektiğini ifade etti.

Karabacak, obezite cerrahisi olanlara özellikle erken dönemde sık sık ara öğün planlaması yapıldığını aktararak, sözlerine şöyle devam etti:

"Oruç tutmak isteyen obezite cerrahisi gören hastalar, bu dönemde sık beslenemeyeceği ve su içemeyeceğinden sorun yaşayabilirler. Susuzluğa bağlı böbrek bozuklukları geçirebilir, beslenme eksikliğine bağlı protein, vitamin ile ilgili sorun yaşayabilir. Bu nedenle, obezite cerrahisi görenlerde erken dönem olarak belirtilen ilk 24 ay içinde oruç tutulmasını önermiyoruz.

Obezite cerrahisi geçirmiş ve üzerinden 24 ay geçen hastalar ise operasyonu yapan cerrah ve diyetisyen ile görüşüldükten, genel tahlilleri yapıldıktan sonra oruç tutabilir."

İftar ve sahurda beslenme

Cerrahin üzerinden 2 yıl geçmiş olan obezite hastalarında beslenme alışkanlığının oturduğunu belirten Karabacak, "Oruç tutacak olan hastalar için iftar ve sahur arasında beslenme planlaması yapılmalı." dedi.

Karabacak, oruç tutan bu hasta grubunun iftar ve sahurda nasıl beslenmesi gerektiğine ilişkin şu önerilerde bulundu:

"İftar ilk başlangıçta su ile açılmalı ve tedavide esas olan katı sıvı ayrımına dikkat edilmeli. Bu kapsamda, iftara sıvıyla başlandıysa katı gıda 30-45 dakika sonra tüketilmeli. Aynı şekilde katıyla başlandıysa sıvı da yine 30-45 dakika sonra alınmalı. Genel olarak iftar su ile açıldıktan 30-45 dakika sonra ana menü ile tamamlanmalı. Aynı şey, sahur için de geçerli.

İftar ile sahur arasında mutlaka 2-3 kez ara öğün yapılmalı. İftar ve sahurda protein ağırlıklı beslenmeye uyulmalı. Çünkü, iki ana öğünde karbonhidrattan zengin beslenilirse, hızlı şeker alımından kaynaklı bulantı ve kusma gelişebilir. Bu nedenle iftar ve sahurda protein ağırlıklı beslenme olmalı. Bunlar, kırmızı, beyaz et ya da yumurta olabilir. Et tüketilecekse, bu haşlama ya da ızgara şeklinde tercih edilmeli."

Tatlı olarak ise sütlü tatlıların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Karabacak, bunun da haftada bir ya da iki kez yenilmesinin uygun olduğunu söyledi. Karabacak, tatlı tüketen obezite hastasının, mutlaka aldığı kaloriyi aynı gün yakması gerektiğini vurgulayarak, "Alınan kalorinin yakılması için 30-45 dakika yürüyüş yapılmalı." dedi.

OBEZİTE MERKEZİ İLETİŞİM: 0312-7970000/1365